Kilo Fazlası Olan Anne Adaylarının Gebelik Süresince Dikkat Etmesi Gereken 6 Altın Kural

Gebelikte ağırlık kazanımı, annenin sağlığının yanı sıra fetüsün gelişimi ve sağlıklı doğum için önem taşır. Gebelik süresince yeterli ağırlık kazanımının olması gerekir ve beslenme durumu sıklıkla ağırlık kazanımı ile ifade edilir; çünkü vücut ağırlığı kolayca ve istenilen sıklıkta ölçülebilen bir parametredir. Sağlıklı bir gebelik için önerilen vücut ağırlığı kazanımı gebelik öncesi dönemdeki beden kitle indeksine göre değişmektedir. Ancak bu dönemde besin öğeleri gereksinimi, enerji gereksinimini oranla daha fazla artar; bu nedenle vücut ağırlığının takibi tek başına özellikle yüksek vücut ağırlığına sahip olan kadınlar başta olmak üzere sağlıklı bir gebelik sürecini öngörmede yeterli bir parametre değildir.

Gebelik öncesi beden kitle indeksinin belirlenmesinde mümkünse ideal olarak boy ve gebelik öncesi vücut ağırlığı ölçülmelidir. Vücut ağırlığı kazanımı, ilerlemeyi takip etmek ve gerekli durumlarda müdahale edebilmek için izlenmelidir.

İdeal kiloda olmak ve hamileliğe böyle başlamak istenen bir durum olsa da, bu durum bazen mümkün olmayabilir. Hamileliğine kilolu olarak başlayan ya da bu süreçte hızla kilo alan anne adaylarında, doğru bir beslenme planı ile gebelik sürecini ele almak gerekir. Öncelikle halk arasında sıkça duyduğumuz anne ve bebek iki kişilik yemek yemelidir mantığından uzak durulmalıdır. Bu süreçte annenin alması gereken enerji miktarının arttığı doğrudur. Fakat bu artışı doğru besin öğeleri seçerek planlamak ve uygulamak gereklidir. Yüksek enerji, düşük besin öğesi içeriğine sahip besin tüketiminin minimalize edilmesi konusunda rehberlik edilmeli, vücut ağırlığı ile ilgili şüphe ve korkularının giderilmesine yardımcı olunmalıdır. Obez gebe kadın, kilo alımı, beslenme ve yemek seçimleri konusunda bilgilendirilmelidir. Bu bilgilendirmeler gebenin, gebelik süresince aşırı kilo alımını engelleyip gebeliğin olumsuz sonlanma durumunu azaltacaktır.

Bu genel bilgilendirmeden sonra altın kurallara birlikte göz atalım.

Ağırlık Kaybı İçin Zayıflama Diyetleri Yapılmamalıdır!

Gebenin, ağırlık kazanımı için gerekli olan enerji ve besin öğeleri yönünden yeterli ve dengeli beslenmesi gerekir. Fazla kilolu başlanan gebeliklerde panik haliyle kilo verme çabaları görülmektedir. Düşük kalorili diyetler, detox içecekler gibi tercihler yapılabilmektedir ki tüm bunlar hatalı davranışlardır. Bebeğin anne rahmine yerleşmesi ve burada tutunması için sağlıklı ve dengeli beslenme en temel şarttır. Gebeliğin başlangıcında mide bulantısı veya iştahsızlık nedeniyle kilo kaybı görülse de, zayıflama diyetleri kesinlikle uygulanmamalıdır. Dengesiz diyetler sadece anormal fetal gelişime sebep olmakla kalmaz aynı zamanda doğum sonrası süreçte de bebeğin gelişimini olumsuz etkiler. Araştırmalarda enerji ve protein kısıtlamalarının yararlı olmadığı ve hatta gelişen fetüse zarar verebileceği sonucuna varılmıştır. Gebe günlük alması gereken enerjiyi tamamlamalı, sağlıklı beslenmelidir.

Fazla Enerji Alımına Dikkat!

Gebelik sürecinde, fetüsün büyümesi ve gebeliğin oluşturduğu metabolik gereksinimlerin karşılanabilmesi için enerji artışı gereklidir. Önerilen günlük enerji artışı ikinci ve üçüncü trimesterlerde mutlaka sağlanmalıdır. Gebenin mevcut ağırlığı göz önünde bulundurularak günlük alması gereken enerjiye ek olarak 350-450 kalori arası enerji artışı sağlanmalıdır. Gebe aşırı obez ise ek enerji ihtiyacı duyulmayabilir. Olması gerekenden fazla enerji alımı, gebenin daha hızlı kilo almasına ve gebelik sonunda kalıcı diyabet ve hipertansiyon hastalıklarının oluşumuna neden olabilir.

Besin Ögelerinin Dağılımı Doğru Yapılmalıdır!

Gebenin alması gereken enerji planlanırken protein, karbonhidrat ve yağ dengesi dikkatle yapılmalıdır. Gebelik sırasında alınacak kalorinin % 40’ı karbonhidrat, % 20’si protein ve % 30-40’ı yağlardan karşılanmalıdır. Bu dağılım gebenin ihtiyaçlarına göre düzenlenebilir. Örneğin gebe diyabetikse, karbonhidrat oranı biraz daha düşürülebilir. Gebenin protein ihtiyacı 2. ve 3. trimesterlerde artacağından, bilinen bir hastalık yoksa 1.1 g/kg/gün kadar tüketmesi sağlanmalıdır. Yağdan alınacak kalori ise omega-3 ve omega-6 yağlardan sağlanmalı, trans yağ asitlerinden ve katı yağlardan mutlaka uzak durulmalıdır.

Vitamin ve Mineral Desteği Alırken Dikkat!

Gebelik süreci boyunda hekim ve beslenme uzmanının uygun gördüğü miktarlarda D vitamini, A vitamini, İyot, Kalsiyum, Demir ve Folik asit destekleri sağlanmalıdır. Uygun görülmeyen veya gereksinim olmayan takviye alımlarından kaçınılmalıdır. Gerekli olan vitamin ve mineralin besinlerden alınmasına özen gösterilmelidir. Kalsiyum desteği için süt ve süt ürünleri, demir kaynağı için et ve et ürünleri, folik asit kaynağı içinse kuşkonmaz, bamya, yeşil yapraklı sebzeler beslenme planında bulundurulmalıdır. Takviye olarak fazla alınan vitaminler iştah açabileceğinden gebenin daha fazla ve hızlı kilo almasına neden olabilir. Bu sebeple mutlaka uzman kontrolünde alınmalıdır.

Probiyotik Kullanımına Özen Gösterilmeli!

Gebelik döneminde probiyotik kullanımının anne ve bebek üzerinde birçok olumlu etkilerinin olduğu bilinmektedir. Gebeliğin erken dönemlerinden itibaren diyete ek olarak probiyotik verilmesinin glikoz metabolizması üzerindeki olumlu ve düzenleyici etkisi olduğu bilinmektedir. Gebenin beslenme planına ek olarak kefir, yoğurt gibi probiyotikler mutlaka eklenmelidir.

Egzersiz İhmal Edilmemeli!

Özelikle kilolu gebelerde fazla kilo artışını engellemek için, düzenlenen beslenme planı ile birlikte hafif tempolu egzersizler yapılması gerekir. Gebelik için bir tehdit oluşturmuyorsa, hekim onayı ile 30 dakika hafif tempolu yürüyüş gibi metabolizmayı hızlandıracak egzersiz yapılmalıdır.