Hipoglisemi, düşük kan glikozu anlamına gelmektedir. Kan glikozunun normal düzenin korunması önemlidir, çünkü vücut hücrelerinin özellikle de beyin ve merkezi sinir sisteminin düzgün şekilde çalışması için sürekli ve tutarlı glikoz kaynağı gereklidir. Semptomlar genellikle kan glikozunun 65 mg/dL’nin altında olduğunda hissedilir. Hipoglisemi durumunda terleme, titreme, halsizlik, açlık, baş ağrısı, sinirlilik gibi semptomlar gelişebilir.
Hipoglisemide beslenme tedavisinin amacı kan glikoz düzeylerini mümkün olduğunca stabil tutacak beslenme alışkanlıklarına benimsetmektir. Semptomları yaşamamak için bireylerin ana öğünler ve uyku saati arasına dağıtılmış öğünler tüketilmelidir.
- Glikozun kan dolaşımına salın salınımını dengelemek için 2-3 ana öğün, 3-4 ara öğün tüketilmesi gerekmektedir.
- Karbonhidratlı besinlerin tüketimi gün içerisine yayılmalıdır. Karbonhidratlar diyetten tamamen çıkarılırsa, vücut karbonhidratları doğru bir şekilde kullanma yeteneğini kaybeder, bu nedenle bu durum tavsiye edilmez. Karbonhidrat içeren besinler arasında nişastalar, meyveler ve meyve suları, süt ve yoğurt içeren besinler yer alır.
- Özellikle aç karnına şekerli ve karbonhidratlı besin tüketiminden uzak durulmalı ve bunların tüketimi sınırlandırılmalıdır. Bu yiyeceklere örnek olarak alkolsüz içecekler, şuruplar, şekerler, meyve suları, meyveli yoğurtlar, turtalar ve kekler verilebilir.
- Kafein içeren içecek ve yiyeceklerden kaçınılmalıdır. Kafein hipoglisemi ile aynı semptomları neden olabilir ve bireyi daha kötü hissettirebilir.
- Alkollü içeceklerin tüketimi sınırlandırılmalı veya bu içecekler hiç tüketilmemelidir. Alkolün aç karnına ve besin tüketilmeden içilmesi karaciğerde glikozun çıkışını engelleyerek kan glikoz düzeyini düşürebilir.
Öneriler dikkate alındığında kan glikozunun normal seviyelerde seyretmesi sağlanarak hipoglisemi ataklarının engellenmesi mümkün olacaktır.